Şirketler için sürdürülebilirlik uygulamalarının söz konusu olduğu ilk günlerde, birçok şirket yasal gerekliliklere uyum sağlamanın yeterli olacağını düşünmekteydi. İşletmeler, çevresel standartları karşılayacakları minimum faaliyetleri gerçekleştirmekle yetiniyor ve sürdürülebilir operasyonlar ile sağlayacakları evrensel faydalar yerine şirket içi uygulamalar ön plana çıkıyordu.

Ancak tüketiciler, yatırımcılar ve paydaşlar çevre konusunda daha bilinçli hale geldikçe bu yaklaşım artık yeterli olmamaya başladı. Böylece şirketler, sürdürülebilirliğin rekabet avantajı sağlamakta stratejik rol oynadığını kabul ettiler.

Büyük Ölçekli İşletmeler İçin Sürdürülebilirlik Stratejisi

Ernst & Young Parthenon tarafından gerçekleştirilen araştırmada, sürdürülebilirliğin kurumsal iş stratejilerinin temel bir bileşeni olmasına yönelik itici güçler 4 temel paydaşla ilişkilendirmiştir. Bunlar; yatırımcılar, tüketiciler, sektör uygulamaları ve hükümetlerdir.

Yatırımcılar

Sermaye piyasalarında sürdürülebilirlik; çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim (ESG) ölçütlerinin analizi ile ele alınmaktadır. Araştırmalara göre, küresel yatırımcıların %90’ı, iş modellerinde ESG kriterlerini dikkate almayan şirketlere yönelik yatırımlarını revize etmektedir. Bunun yanında finans sektöründe sürdürülebilirliğin artan önemi; Synesgy, Sustainalytics, Refinitiv ve Bloomberg gibi ESG Rating ve analitik platformlarına olan talepleri artırmıştır.

Tüketiciler

İklim değişikliğinin çevreye ve insan sağlığına verdiği zararların fark edilmesiyle tüketicilerin sürdürülebilir ürünlere olan talebi artmaktadır. Tüketiciler sürdürülebilir ürünleri satın almak için daha fazla ödemeye, emisyonları azaltmak için alışkanlıklarını değiştirmeye isteklidirler. ICCR Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırma, sürdürülebilir ürünlerden elde edilen gelirlerin diğer ürünlerden yaklaşık altı kat daha fazla arttığını göstermektedir.

Bir başka araştırma ise, 2025 yılına kadar tüketicilerin çevreye, insan sağlığına ve topluma daha az zarar veren ürün veya hizmetleri sürekli olarak tercih edeceklerini belirtmektedir.

Sektör Uygulamaları

Küresel bakış açısında, bir şirketin karlılığının ve başarısının içinde bulunduğu ekosistemdeki diğer firmaların, kuruluşların ve bireylerin refahıyla iç içe geçtiğine dair görüşün kabulü artmaktadır. Bu bakış açısı şirketler için sürdürülebilirliğin zorunlu hale gelmesini ivmelendirmektedir.

İşletmeler, sürdürülebilir uygulamalar sayesinde finansal fayda elde etmelerinin yanında, çalışanların da artık sürece dahil olması beklentisiyle sürdürülebilirliği kurumsal stratejileri içerisinde benimsemektedir.  Kurumlar, aynı sektörde faaliyet gösteren ve sürdürülebilirlik konusunda öncülük eden şirketlerin faaliyetlerini takip ederek, benzer uygulamaları hayata geçirmektedir. Sürdürülebilirlik uygulamalarına daha önce başlayan şirketler, sektörlerindeki diğer şirketlere örnek teşkil etiğinden iş dünyasında sürdürülebilirlik trendinin yayılmasını sağlamaktadır.

Hükümetler

Küresel iklim hedeflerine ulaşmak için hedef yıla yaklaşırken, dünyanın dört bir yanında hükümetlerin şirketleri etkilerinden sorumlu tutma yönündeki baskıları artmaktadır. Hükümetler emisyonlar ve çevresel performansa ilişkin düzenlemeler ve vergiler ile şirketleri yönlendirmektedir. AB Taksonomisi, Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlaması Direktifi (CSRD), Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), Sınırda Karbon Düzenlemesi gibi standartlara ve düzenlemelere uymayan şirketlerin belirli yaptırımlar veya cezalarla karşı karşıya gelmesi söz konusu olacaktır. Bu nedenle erken aksiyon alan şirketler, sürdürülebilirlik stratejileri geliştirip uygulamalara başlayarak avantaj elde edebileceklerdir.

Rekabet Gücü İçin Sürdürülebilirlik Stratejisi

Kurumsal stratejiler içerisindeki sürdürülebilirlik stratejisi birçok paydaşı etkilediğinden, sürdürülebilirlik önemli bir başarı faktörüdür. Sürdürülebilirlik stratejisinin uygulanması, şirketlere marka itibarı, verimlilik ve tüketici beklentileri konularında çeşitli faydalar sağlamaktadır.

Marka İtibarı

Nesiller değiştikçe tüketiciler çevreye karşı daha bilinçli hale gelmekte ve satın alma kararlarında etik gerekçeler etkili olmaktadır. Çevreye ve topluma karşı sorumlu olduğunu iddia eden ürünlerin satışlarında artış gözlemlenmektedir. ESG konusunda sorumlu olduğunu iddia eden ürünler, 5 yıl içinde ortalama %28 kümülatif büyüme elde ederken, ESG iddiasında bulunmayan ürünlede bu oran ortalama %20’dir.

Tüketici Taleplerini Karşılama

Marka itibarındaki kazanç sadece ekonomik performansları etkilememekte, aynı zamanda tüketicileri de çekmektedir. Önümüzdeki on yılda işgücünün ve tüketicilerin en büyük payı Y Kuşağı ve Z Kuşağı olacaktır. Y ve Z Kuşağının özellikle sürdürülebilirlik konusunda daha bilinçli olması nedeniyle onların ihtiyaç ve değerleriyle uyumlu hale gelmek, firmalar için stratejik bir gereklilik haline gelecektir.

Verimlilik

McKinsey araştırmasına göre, operasyon verimliliğini artırmak, şirketlerin operasyon giderlerini azaltmaya yardımcı olmaktadır. Şirketler enerji yönetiminde döngüsel modeller geliştirerek ve üretim süreçlerini iyileştirerek sürdürülebilir performans ile finansal performans arasındaki bağlantıyı vurgulayabilmekte böylece daha iyi finansal performansa ulaşabilmektedir.

Kapsamlı Sürdürülebilirlik Stratejilerinin Sonuçları

Sürdürülebilir uygulamaları benimseyen şirketler;marka imajlarını geliştirmekte, yeni gelir akışları yaratabilmekte ve maliyetlerini azaltabilmektedirler. Sürdürülebilirlik stratejisi, işletmeler için rekabet edebilirliğin temel bir itici gücü haline gelmiştir. Sürdürülebilirlik konusunu ciddiyetle ele alan şirketlerin; çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim hususlarını bütüncül bir yaklaşım benimseyerek tüm süreçlerine entegre etmelidir.

Sürdürülebilirlik hedeflerinin sağlanması için gereken yeni çalışmalar, stratejilerin belirlenmesi ve uyum süreçlerinin yanında, şirketlerin paydaşlarla ve üçüncü taraflarla işbirliği yapması, sürdürülebilir çözümlere yatırım yapmaya istekli olması gerekmektedir. Bu şekilde şirketler, paydaşları için uzun vadeli değer yaratırken herkes için daha sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunabilirler.

Daha fazla bilgi almak için buradan bize ulaşabilirsiniz.

Kaynaklar:

1World Bank, https://www.worldbank.org/en/topic/smefinance 

2  European Commission, https://ec.europa.eu/environment/sme/index_en.htm 

3 OECD (2018), Environmental Policy Toolkit for SME Greening in EU Eastern Partnership Countries, OECD Green Growth Studies, OECD Publishing, Paris, https://doi.org/10.1787/9789264293199-en