Şirket ortaklıkları, ticari faaliyetlerin sürdürülebilmesi için birden fazla firmanın işbirliği kurması anlamına gelmektedir. Kurulan işbirliği dahilinde, farklı hisse oranlarına sahip olunması mümkündür. Bu durum, firmalar arasında yapılan anlaşmaya bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Ortaklık kurulduktan sonra ise hisse sahibi olan tüm firmaların oy kullanma hakları ve yönetim süreçlerinde söz hakları bulunmaktadır.
Firma ortaklıkları, doğrudan kurulabilmektedir. Aynı zamanda başka bir firma üzerinden ortaklık sağlanması da mümkün olmaktadır. Firma bünyesinde kimsenin aracılık etmediği ve doğrudan hisse hakkı bulunan işletmeler, doğrudan ortak olarak adlandırılmaktadır. Firmada bulunan bir kişi aracılığı ile hisse hakkı bulunan işletmeler ise dolaylı ortak olarak tanımlanmaktadır.
Evrensel çapta beneficial owner olarak tanımlanan ortaklık yapısı kavramı, ticari faaliyetlerde intifa hakkı sahibi olma durumuna verilen addır. Ancak bu durum, bazı firmalar tarafından amacı dışında da kullanılmaktadır. Ortakların kurumlarla ilintili fon kaynakları ve kullanım faaliyetlerini kasıtlı şekilde gizlemek istemeleri nedeniyle doğrudan ortak tanımlamadıkları görülebilmektedir. Bu durumun en yaygın sebepleri ise kara para aklama, vergi kaçırma ve yolsuzluk olarak tespit edilmiştir. Böylece küresel yaptırımlar ve standartlar, zorunlu hale getirilmiştir.
Şirket Ortaklık Yapısı Ne İşe Yarar?
Amacına uygun olmayan ortaklıkların kurulması ve çeşitli yolsuzlukların yapılması, günümüzde sık karşılaşılan durumlar arasında yer almaktadır. Bu durum sonucunda ise birçok firma, kurdukları ortaklıklar nedeni ile ciddi mağduriyetler yaşamaktadır. Bu mağduriyetlerin engellenmesi içinse uluslararası kuruluşlar tarafından birçok öneri sunulmaktadır. Böylece ortaklık kurmadan öncesinde firmaların kendilerini güvence altına almaları ve potansiyel risklerden kaçınmaları mümkün olmaktadır.
Ülkemizde Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine Yönelik Mali Eylem Görev Gücü olarak bilinen ve uluslararası bir kuruluş olan FATF (Financial Action Task Force), özellikle terörle mücadele finansmanı işlemleri için çok sayıda standart belirlemiştir. Risk temelli bir yaklaşımın sergilenmesi gerektiğini öneren FATF, bu standartlar ile birçok firmaya uygulama rehberliği sunmuştur. Belirlenen standartların temelini ise 3 maddede açıklamak mümkündür:
● Yasal düzenlemeler ve tüzel kişilere dair risklerin ülkeler tarafından değerlendirilmesi,
● Yasal düzenlemeler ve tüzel kişilerin şeffaf bir hale dönüştürülmesi,
● Güncel ve doğru ortaklık bilgilerinin zamanında yetkili makamlara iletilmesinin sağlanmasıdır.
Evrensel örgüt yapıları, her geçen gün daha karmaşık bir hale dönüşmektedir. Bu durum ise ülkeler tarafından uygulanan güvenlik önlemelerinin uygulanmasını zora sokmaktadır. Özellikle veri erişimi konusunda her ülkenin farklı yasal düzenlemelerinin bulunması, verilerin kalitesiz olması ya da güncel bilgilere erişilememesi gibi sorunlar nedeniyle bu önlemler yetersiz kalabilmektedir. Bu durumlarda ise şirket ortaklık yapısı devreye girmekte ve küresel verilere hızlı ulaşım fırsatı sunmaktadır.
Şirket Ortaklık Yapısı Avantajları Nelerdir?
Şirket ortaklık yapısı kavramı, firmaların potansiyel risklerden korunmaları ve mağduriyet yaşamamaları açısından uygulanan bir güvenlik önlemi olarak tanımlanabilmektedir. Bu sayede firmalar, ortaklık kurmadan öncesinde kendi güvenliklerini sağlama imkanından yararlanabilmektedir. Şirket ortaklık yapısı avantajlarının ise kısaca şu şekilde sıralanması mümkündür:
● Firmalar hakkında verilerin toplanması,
● Potansiyel ya da mevcut ortaklık yapılarına ait verilere erişim sağlanabilmesi,
● Firmalar tarafından veri işleme süreçlerinin otomatikleştirilmesi,
● Küresel hisse sahipliği alanında bulunan verilere etkili ve hızlı bir erişimin sağlanabilmesi,
● Ortaklık kurmadan öncesinde araştırma ve analiz araçlarından yardım alarak firmaların tanınması,
● Firma itibarının korunabilmesi ve daha sağlam hale getirilmesi,
● Zamandan tasarruf sağlanması,
● Beneficial Ownership veri tabanı üzerinden firmaların hangi ülkelerde hizmet sunduklarının öğrenilmesi,
● Veri tabanının CTA (Corporate Transparency Act/ Kurumsal Şeffaflık Yasası) ve AMLA (Kara Para Aklama Düzenlemeleri) dahilinde güncellenmesi,
● Detaylı bir şekilde sahiplik türlerinin öğrenilebilmesi,
● Firmaların sahiplik yüzdeleri ve hisse paylarının öğrenilebilmesi,
● Uyum süreçleri ve risk yönetimlerinin etkin şekilde sağlanabilmesidir.
Şirket ortaklık yapısı kavramı, potansiyel ortaklıklar kurulmadan öncesinde ya da mevcut ortaklıklarda riskler meydana geldiğinde hızlı aksiyonların gösterilmesini sağlamaktadır. Bu sayede risk yönetimlerinin etkili şekilde uygulanması mümkün hale gelmektedir.
Yorum kapalı